in: Mikrobiyolojide Güncel Konular V, Tuba Dal, Editor, Akademisyen Kitabevi, Ankara, pp.67-78, 2024
Hipokrat tarafından kullanılmış olan dizanteri terimi, ateş, karın ağrısı, sık ve az
miktarda, ağrılı, kanlı ve mukuslu dışkılamanın eşlik ettiği klinik tablodur. 1892
yılında, William Osler, dizanteriyi tropik bölgelerde koleradan daha ölümcül ve
dünyanın en büyük dört epidemisinden biri olarak tanımladıktan sonra, dizanterinin etkeni olan Shigella’nın keşfi, ilk kez 1897 yılında Japon mikrobiyolog Kiyoshi Shiga tarafından, bir dizanteri epidemisi sırasında hastaların dışkılarından
Shiga basilinin izole edilmesine uzanmaktadır (1). Kaynakları sınırlı bölgelerdeki
çocuklarda görülen invazif ishalin en sık etkeni olan Shigella, her yıl dünya çapında 188 milyon olguya, yaklaşık olarak 164.000 ölüme neden olmaktadır (1). Shigella, kaynakları sınırlı ülkelerde özellikle pediyatrik popülasyonu daha çok etkileyen, ishale bağlı mortalitenin en sık ikinci etkenidir (36). Antibiyotik dirençli Shigella infeksiyonlarında son 10 yılda artış görülmekte olup siprofloksasin ve
azitromisinde direnç oranları artmakta, çoklu ilaca dirençli suşlar yayılmaktadır.
Çoklu ilaç dirençli infeksiyonlar için özellikli gruplarda (homoseksüel erkekler)
bulaşmayı ve yayılmayı engelleyici önlemler konusunda stratejiler geliştirilmeli ve
uygulanmalıdır. Aşı çalışmaları halihazırda devam etmekte olup, etkin bir aşı ile
toplum bağışıklığının sağlanmasına ikincil mortalite ve morbiditede olumlu katkılar sağlanabileceği gibi antibiyotik kullanımın azalmasına bağlı olarak dirençli
suşların yayılmasının da önüne geçilebilir.