Teknik Rapor, ss.1-107, 2023
Teknolojik ilerleme
ekonomik büyümenin olmazsa olmazlarının başında gelmektedir. Azalan verimler
yasası, diğer şartlar sabitken (ceterus paribus) kısa dönemde üretim
fonksiyonunda yer alan değişken girdi (işgücü, sermaye) miktarı arttırıldıkça,
marjinal verimliliğin önce artacağını daha sonra azalacağını ifade eden
yasadır. Milli gelirdeki sürdürülebilir büyüme, azalan verimler yasası gereği
ancak teknolojik ilerleme ve girdi verimliliğindeki artışla gerçekleşebilir.
Bir başka ifade ile çıktıdaki artış, faktör birikimleri ve teknolojik ilerleme
ile gerçekleşebilir. Ekonomideki büyüme; işgücü, sermaye ve teknoloji
girdilerinin ağırlıklı ortalamalarıdır.
Günümüzde
ekonomilerdeki büyümede işgücü ve sermayeden çok teknolojik ilerlemenin katkısı
önemsenmektedir. Teknoloji alanındaki gelişmeler işgücü ve sermaye
verimliliğini de olumlu yönde etkileyecektir. Teknolojik rekabet gücü yeni
ürünlerin geliştirilmesiyle ilişkili olup, önemli dahili yenilik
(araştırma-geliştirme ‘Ar-Ge’ ve
tasarım) gerektirmektedir.
İmalat sanayi ülkelerin
sanayileşme düzeyini gösteren önemli bir metriktir. Verimliliğin ve kaynakları
etkin kullanmanın öne çıktığı kalkınmanın (gelişmenin) sanayileşme evresinden
sonra ülkeler Ar-Ge ve inovasyonun önem kazandığı hizmet sektörüne ağırlık
vermektedir. Bu süreci tamamlayamayan ülkeler kişi başına düşen milli gelir
sıralamasında orta gelirden yüksek gelire çıkmakta zorlanırlar. Bu duruma
iktisat yazınında “Orta Gelir Tuzağı” denmektedir. Bu süreç aslında yukarıda da
belirtildiği üzere azalan verimler yasasına takılan ve üretim modeline bilgi ve
Ar-Ge’yi katmayan bir başka ifade ile artan verimler yasasına uyamayan
ülkelerin karşılaştığı bir süreçtir. Bir
başka ifade ile ülkelerin imalatta teknolojiyi yoğun kullanamaması ve imalat sanayinde
yüksek-teknolojili ürünlerin payının düşük olması nedeni ile bu tür ülkeler
“Orta Teknoloji Tuzağına” düşmektedir. Teknoloji üreten yerine ithal eden ve
kullanan ülke konumunda kalmaktadırlar. Bu tür ülkeler sanayileşmelerini
tamamlayıp inovasyon güdümlü ülke sınıfına geçememektedir.
Joseph Schumpeter, iş
çevrimlerini (business cycle) bir başka ifade ile Nikolai Kondratiev’in
Kondratieff Dagalarını açıklarken her 50-60 yıllık dönemde dünyada teknolojik
gelişmeler olduğunu, yeni teknoloji ile dibe vuran dünya ekonomisinin yükselişe
geçmeye başladığını belirtmiştir. Birinci sanayi devriminin teknolojik gelişimi
buhar, ikinci sanayi devriminin teknolojik gelişimi elektrik (üretim bandının
oluşumu), üçüncü sanayi devriminin teknolojik gelişimi bilgisayar ve otomasyon
ve dördüncü sanayi devriminin teknolojik gelişimi ise nano teknoloji, big data
(büyük veri), IOT (nesnelerin interneti), sensörler, robotik üretim, yapay zeka
vb. teknolojilerdir. Açıkça görülmektedir ki teknoloji üretmek gelişmişliğin
olmazsa olmazlarından biridir.
Türkiye’nin
milli gelirden Ar-Ge için ayırdığı pay ABD’nin neredeyse üçte biri kadardır. ABD’de
Ar-Ge harcamalarının milli gelirden aldığı pay hem OECD hem de AB ortalamasının
üzerindedir. İmalat sanayi başta olmak üzere tüm sektörlerde Ar-Ge
yatırımlarının teşvik edilmesi, Ar-Ge personeli sayısının da yeterli düzeyde ve
etkinlikte olması gerekmektedir. Böylece üretimde ortaya çıkan ürünler başta
olmak üzere, diğer sanayi ürünleri ve hizmet ürünleri daha sofistike ve
teknoloji yoğun olacaktır. Ülke içine elde edilen teknoloji yoğun mal ve
hizmetler aynı şekilde Türkiye’ye uluslararası piyasalarda rakip ülkelere göre
üstünlük sağlayacaktır. Böylece inovasyonun girdilerini oluşturan Ar-Ge
harcamaları ve yatırımları ile başını araştırmacıların çektiği Ar-Ge personeli
Türkiye’nin teknoloji yoğun ürün elde etmesindeki itici güçler olacaktır. Doğru
strateji ve eylem maddeleri ile inovasyon çıktıları arasında yer alan uluslararası
patent, faydalı modeli marka ve endüstriyel tasarım tescilleri ile yüksek
teknolojili sofistike ürün ihracatında, bilimsel makalelerde (özellikle
üniversite sanayi işbirlikleri sonucu ortaya çıkan) de yüksek sayı ve
standartlara erişilecektir.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve dönemin ABD
Başkanı Donald Trump arasında yapılan ikili görüşmede, daha önce 75 milyar
dolar olarak belirlenen Türkiye-ABD arasındaki ticaret hacmi hedefin daha sonra
100 milyar dolara çıkarılmıştır. Cumhurbaşkanımızın başkan Joe Biden ile 14
Haziran 2021'de Brüksel'de yaptığı ikili görüşmede bu konudaki ortak irade
teyit edilmiş, bu rakamın doğru adımların atılması halinde rahatlıkla
erişilebilecek gerçekçi bir hedef teşkil ettiğinde hemfikir kalınmıştır.
Türkiye ile ABD arasındaki toplam mal
ticareti 2001 yılında 6,4 milyar dolar iken 2021 yılında 27,9 milyar dolar,
2022 yılında da 2021 yılında göre yüzde 15,2 artarak 32,1 milyar dolar olmuştur.
Türkiye, 2005 yılından itibaren ABD’ye karşı dış ticaret açığı verirken, 2021
yılında 1,57 milyar dolarlık ticaret fazlası vermiş, bu rakam 2022 yılında 1,65
milyar dolara yükselmiştir. ABD tarafına bakıldığında ise, 2021 yılında ticaret hacmi 29 milyar dolar,
Türkiye’ye karşı dış ticaret açığı ise 5,17 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir
(ithalat değeri CIF, ihracat değeri FOB olarak hesaplanmaktadır). ABD, 2021
Ocak-Kasım döneminde Türkiye’ye 10,4 milyar dolarlık ihracat yaparken, 2022
yılında aynı dönemde ihracat bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 31,3
artarak 13,6 milyar dolara yükselmiştir. ABD, 2021 Ocak-Kasım döneminde
Türkiye’den 14,4 milyar dolarlık ithalat yaparken, 2022 yılında aynı dönemde
ithalat bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 20,6 artarak 17,4 milyar
dolara yükselmiştir. İhracatın ithalata göre daha çok arttığı görülmektedir.
ABD, Türkiye’ye karşı dış ticaret açığı verirken, Türkiye ile toplam dış
ticareti ise 2022 Ocak-Kasım döneminde yüzde 25 artarak yaklaşık 31 milyar
dolar olmuştur. Her iki ülke arasında karşılıklı dış ticarette artış görülse de
bu artış hızının hedeflerin altında kaldığı bir gerçektir.
Türk
firmaları içinde özellikle katma değeri yüksek ürün ihracatı yapan
firmalarımız, ABD’de ABD’li firmalarla veya tek başlarına yatırım yapabilirler,
böylece üretim maliyeti yüksek olsa bile yüksek kâr marjı sayesinde bu pazara
yönelik üretim ABD içinde gerçekleşebilir, bu yeni oluşumun hammadde ve ara mal
ihtiyacı ise Türkiye’den karşılanabilir. Aynı şekilde ABD firmaları Türk
firmalarla veya tek başlarına Türkiye’de yatırım yapabilirler, mevcut
yatırımları da arttırabilirler, böylece Türkiye pazarına yönelik üretim Türkiye
içinde gerçekleşebilir, bu yeni oluşumun hammadde ve ara mal ihtiyacı ise hem Türkiye’den
hem de ABD’den (özellikle teknoloji) karşılanabilir.
Bu çalışma, iki ülke arasında 100
milyar dolar ticaret hedefine ulaşma yolunda ikili yüksek teknolojili mal dış ticareti
analizini içermektedir. Çalışmada önce hem ABD hem de Türkiye’nin imalat
sanayileri ve yüksek teknolojili ürün üretimi yapacak altyapıları incelendikten
sonra, ülkelerin hem küresel hem de birbirleri ile yüksek teknolojili mal dış
ticaretlerinin detaylı analizi yapılacaktır.
Çalışmada incelenecek bölüm başlıkları
aşağıdaki şekildedir:
·
1. bölümde Teknoloji yoğunluğuna göre
ABD’de ve Türkiye’de imalat sanayi (ABD ve Türkiye imalat sanayi sektöründe
teknoloji yoğunluğu alt başlıkları),
·
2. bölümde Teknoloji yoğunluğuna göre
küresel ticaret (ihracat),
·
3. bölümde ABD’nin teknoloji yoğunluğuna
göre küresel dış ticaret (ithalat ve ihracat) ile Türkiye’den yaptığı ithalat
(Yıllara göre ABD’nin küresel imalat sanayi dış ticareti, Teknoloji yoğunluğuna
göre ABD’nin küresel ihracatı, Teknoloji yoğunluğuna göre ABD’nin küresel
ithalatı, Teknoloji yoğunluğuna göre ABD’nin Türkiye’den ithalatı, Teknoloji
yoğunluğuna göre ABD’nin diğer ülkelerden ithalatı alt başlıkları)
·
4. bölümde Teknoloji yoğunluğuna göre
Türkiye’nin küresel dış ticareti ve ABD’den yaptığı ithalat ((Yıllara göre
Türkiye’nin küresel imalat sanayi dış ticareti, Teknoloji yoğunluğuna göre
Türkiye’nin küresel ihracatı, Teknoloji yoğunluğuna göre Türkiye’nin küresel
ithalatı, Teknoloji yoğunluğuna göre Türkiye’nin ABD’den ithalatı alt
başlıkları) ,
·
Sonuç ve öneriler
bölümünde ise çalışmada elde edilen önemli bulgular ve ABD ve Türkiye
arasındaki orta-yüksek ve yüksek teknolojili ürün dış ticaretini arttırmaya
yönelik öneriler yer alacaktır.