A Case of new onset hyperuricemia in a home health care patient with multiple chronic diseases


Arman Y., Arman İ. H., Cöbek Ünalan G. P.

The Journal of Turkish Family Physician, vol.10, no.3, pp.156-161, 2019 (Peer-Reviewed Journal)

Abstract

Introduction: Continuity of care in primary care is important both for the management of diseases and also recognizing new situations. In this case report, approach to a

home health care patient with new onset hyperuricemia has

been discussed.

Case: A 75 year old woman with congestive heart failure, hypertension, type 2 diabetes, atrial fibrillation, chronic kidney disease and stroke history is being monitored by

Marmara University Home Health Care Services. In a routine blood test due to her kidney disease, the serum uric acid

was found to be 14 mg/dl. When consulted with nephrology,

this rise was not attributed to the kidney, citing a creatinine

drop from 2.85 md/dl to 1.89 mg/dl and all other electrolyte

levels being in the normal limits, and only daily allopurinol

150mg was recommended. Because of the uric acid level

rise from 8-9 mg/dl to 14 mg/dl in a relatively short time, a

visit was planned to rule out possible etiologies. During the

visit, the patient did not have any complaints. We learned

that her diet was not rich in meats, but she had a weight loss

of 20 kg in 8 months. Also, we found out that the patient

had breast cancer in 2001. Because it had been 15 years

since the last treatment, the caregivers had not thought of

it during prior history takings. There were no pathological

findings in her physical examination. After ruling out other

causes of hyperuricemia, the patient was consulted to geriatrics due to her cancer history, weight loss, and uric acid

rise. They recommended ordering a PET scan to screen for

cancer.

Discussion: In this case, the reasons that elevate serum

uric acid levels are examined and the importance of continuity of care in primary care is emphasized. 

Giriş: Birinci basamakta hastaların hekimler tarafından

sürekli takibi hem hastalıklarının yönetimi hem de yeni gelişen

durumların fark edilmesi açısından önem taşımaktadır. Bu olguda evde sağlık hizmetleri tarafından takip edilen ve hiperürisemi

gelişen bir hastaya yaklaşım tartışılmıştır.

Olgu: 75 yaşında kadın hasta Marmara Üniversitesi Evde

Sağlık Hizmetleri tarafından takip edilmektedir. Bilinen konjestif kalp yetmezliği, hipertansiyon, diabetes mellitus, atriyal fibrilasyon, kronik böbrek yetmezliği, geçirilmiş serebrovasküler

hastalıkları olan hastanın böbrek yetmezliği nedeniyle yapılan

rutin kan tahlili kontrolünde, ürik asit değerinin 14 mg/dl çıkması üzerine nefrolojiye danışılmıştır. Önceki kontrolde 2.85

mg/dl olan kreatinin değerinin 1.89 mg/dl’ye düşmüş olması ve

diğer tüm elektrolit değerlerinin normal sınırlar içinde olması

nedeniyle böbrek yetmezliği ile ilgili bir durum düşünülmemiş,

150 mg allopürinol başlanması önerilmiştir. Önceki tahlillerinde 8-9 mg/dl civarında seyreden serum ürik asit değerinin

kısa bir süre içinde 14 mg/dl’ye çıkmış olması nedeniyle

muhtemel tanılar düşünülerek, hastaya ziyaret planlanmıştır.

Ziyaret için gidildiğinde, hastanın aktif bir şikayeti yoktur.

Beslenmesinde yoğun et tüketiminin olmadığı, fakat son 8

ayda 20 kg kilo kaybının olduğu, ek olarak, dosyasında yer

almayan, 2001’de geçirilmiş meme kanseri öyküsü olduğu

öğrenilmiştir. Tedaviden 3-4 sene sonrasında (15 sene önce)

takipten çıkarıldığı için hasta yakınları önceki anamnezlerinde kanser öyküsünden bahsetmemişlerdir. Muayenesinde

sistem muayeneleri doğal, eklem muayeneleri doğal, ele gelen lenfadenopati bulunmamaktadır. Hiperürisemi yapan diğer

nedenler dışlandıktan sonra, kanser öyküsü, kilo kaybı ve ürik

asit yüksekliği nedeniyle geriatriye danışılan hastaya malignite

araştırılması için PET çekilmesi önerilmiştir.

Tartışma: Bu olguda serum ürik asit düzeyini yükseltebilen

sebepler incelenmekte ve birinci basamakta hizmet sunumunun

sürekliliğinin önemi vurgulanmaktadır.