PELVIC FLOOR DYSFUNCTION IN THE POSTPARTUM PERIOD PREVENTION MANAGEMENT


Çakır H. B., Özcan H.

MUNZUR INTERNATIONAL SCIENTIFIC RESEARCH AND INNOVATION CONGRESS , Tunceli, Turkey, 6 - 07 August 2024, pp.224-225, (Summary Text)

  • Publication Type: Conference Paper / Summary Text
  • City: Tunceli
  • Country: Turkey
  • Page Numbers: pp.224-225
  • Istanbul Medipol University Affiliated: Yes

Abstract

PELVIC FLOOR DYSFUNCTION IN THE POSTPARTUM PERIOD  PREVENTION MANAGEMENT



Pelvic floor dysfunction is a disorder in the physiologic function of the pelvic floor muscles around the bladder, vagina and anal canal that affects the ability of the pelvic floor muscles to control and coordinate. Pelvic floor dysfunction includes urinary incontinence, fecal incontinence, pelvic organ prolapse and sexual dysfunction. Age, ethnicity, history of pelvic surgery, chronic cough, obesity, spinal cord disorders, family history and genetics are among the most common identifiable risk factors for the development of pelvic floor dysfunction.

One of the factors negatively affecting pelvic floor dysfunction is obstetric history. Pregnancy and labor are the most important risk factors for pelvic floor dysfunction. Parity, labor, episiotomy and perineal tear, prolonged second stage of labor and fetus-related factors are among the factors affecting pelvic floor dysfunction. 

Considering that pregnancy and obstetric conditions are risk factors for pelvic floor dysfunction, it is very important for pregnant women to receive prenatal care to prevent pelvic floor dysfunction. When the prevention management of urinary incontinence, fecal incontinence, pelvic organ prolapse and sexual dysfunction as pelvic floor dysfunction is evaluated separately; in urinary incontinence, the trauma management of the head pressing on the urethra should be done very well and the second stage should not be kept too long. As lifestyle interventions, attention should be paid to fluid intake, weight gain and smoking. In the management of fecal incontinence prevention, obstetric interventions such as episiotomy, perineal trauma, instrumental delivery, especially during the delivery process may cause the development of fecal incontinence in the postpartum period. In the management of fecal incontinence, restrictive application of episiotomy, support of the perineum, massage and warm application to the perineum, pelvic floor muscle exercise at the end of labor, smoking, and prevention of constipation are recommended. The birth process affects sexual dysfunction the most. Correct birth management, postpartum family planning and pelvic floor muscle exercises are among the interventions to prevent sexual dysfunction. In the management of prevention of pelvic organ prolapse, heavy lifting should be avoided and exercise should be performed at low to moderate intensity. If postpartum POP develops, a waiting period of several months is recommended due to the healing and tissue remodeling process.  Pelvic floor dysfunction in the postpartum period can be prevented with adequate prenatal care, interventions in the intrapartum period and lifestyle changes in the postpartum period. In this review, interventions to prevent pelvic floor dysfunction in the postpartum period were examined in line with the literature. 

POSTPARTUM DÖNEM PELVİK TABAN DİSFONKSİYONU 

 ÖNLEME YÖNETİMİ


Pelvik taban disfonksiyonu, mesane, vajen ve anal kanal çevresindeki pelvik taban kaslarının fizyolojik fonksiyonunda meydana gelen pelvik taban kaslarının kontrol ve koordine etme yeteneğini etkileyen bir bozukluktur. Pelvik taban disfonksiyonu kapsamında üriner inkontinans, fekal inkontinans, pelvik organ prolapsusu ve cinsel disfonksiyon yer almaktadır. Yaş, etnik köken, pelvik cerrahi öyküsü, kronik öksürük, obezite, omurilik bozuklukları, aile öyküsü ve genetik pelvik taban disfonksiyonu gelişimi için en yaygın tanımlanabilir risk faktörleri arasındadır.

Pelvik taban disfonksiyonunun olumsuz yönde etkileyen faktörlerden birisi obstetrik öyküdür. Gebelik ve doğum süreci pelvik taban disfonksiyonlarının en önemli risk faktörüdür. Parite, doğum, epizyotomi ve perine yırtılması, doğumun uzun süren ikinci aşaması, fetüsle ilgili faktörlerde pelvik taban disfonksiyonunu etkileyen faktörler arasındadır.

Gebelik ve obstetrik durumların pelvik taban disfonksiyonu için risk faktörü olduğu göz önüne alındığında pelvik taban disfonksiyonunun önlenebilmesi için gebelerin doğum öncesi bakım alması çok önemlidir. Pelvik taban disfonksiyonu olarak üriner inkontinans, fekal inkontinans, pelvik organ prolapsusu ve cinsel işlev bozukluğu önleme yönetimlerini ayrı ayrı değerlendirildiğinde; üriner inkontinansta üretraya baskı yapan başın travma yönetiminin çok iyi yapılması, ikinci evresini çok uzun tutulmaması doğumda yapılan postpartum üriner inkontinası önleme müdahalelerindendir. Yaşam tarzı müdahaleleri olarak sıvı alımı, kilo alımı ve sigara kullanımına dikkat edilmesi gerekmektedir. Fekal inkontinans önleme yönetiminde, özellikle doğum sürecinde epizyotomi, perineal travma, enstrümental doğum gibi obstetrik müdahaleler postpartum süreçte fekal inkontinans gelişmesine sebebiyet verebilir. Fekal inkontinansın yönetiminde epizyotominin kısıtlayıcı uygulaması, perinenin desteklenmesi, perineye masaj ve sıcak uygulama, doğum sonunda pelvik taban kas egzersizi, sigara kullanımı, kontipasyonun önlenmesi müdahaleleri önerilmektedir. Cinsel işlev bozukluğunu en çok etkileyen doğum sürecidir. Doğum yönetiminin doğru yapılması, doğum sonrası aile planlaması ve pelvik taban kas egzersizleri cinsel işlev bozukluğunu önleme yönetimleri arasındadır. Pelvik organ prolapsusu önleme yönetiminde ağır kaldırmaya dikkat edilmesi ve egzersizin az-orta yoğunlukta yapılması gerekmektedir. Doğum sonu POP geliştiyse iyileşme ve dokuların yeniden şekillenme sürecinden dolayı birkaç ay bekleme yönetimi önerilir.  Yeterli doğum öncesi bakım, innatal süreçteki müdahaleler ve pospartum süreç yaşam tarzı değişiklikleri ile postpartum dönemdeki pelvik taban disfonksiyonu önlenebilmektedir. Bu derlemede literatür doğrultusunda postpartum dönem pelvik taban disfonksiyonunu önleme müdahaleleri incelenmiştir.