Türkiye Araştırmaları Vakfı Yayınları, İstanbul, 2023
Bu çalışma altı bölümden oluşmakta ve farklı başlıklarda dijitalleşmenin nefret
söylemine etkisi irdelenmektedir. Özellikle Ekşi Sözlük ve Twitter bağlamında
yapılan nefret söylemi incelemesinde dijitalleşmenin nefret söylemini çoğalttığını,
kitleselleştirdiğini ve ona geniş bir alan açtığı görülmektedir. İki platformdan
elde edilen veriler Türkiye’de yoğun şekilde muhafazakâr-dindar toplum
kesimlerine ve siyasi tercihlerine yönelik bir nefret dilinin buralarda kullanıldığını;
ötekileştirme, aşağılama, hakaret etme ve şeytanlaştırma yaklaşımlarının
yaygın olduğunu göstermektedir. İnanç temelli ayrımcılığın bir yansıması olarak
bu platformlarda İslam karşıtlığı ile bütünleşmiş içerikler bulunmaktadır.
Benzer şekilde etnik temelli ayrımcı yaklaşımların bu platformlarda Türkler,
Kürtler ve Araplar için de yoğun şekilde üretildiği görülmektedir. Türkiye bir
mekân olarak nefret söylemine tabi tutulmakta ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan’a yönelik nefret söylemine sahip içeriklerde yoğunlaşma olduğu
görülmektedir. Erdoğan’a yönelik nefret söyleminde neredeyse tüm nefret
söylemi çalışmalarında yer verilen kategorilere girecek şekilde içerik üretilmektedir.
Çarpıtma-yalan, şeytanlaştırma, hakaret-aşağılama, şiddete teşvik,
indirgeme-basitleştirme ve abartma-genelleme kapsamında nefret söylemleri
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yöneltilmektedir. Ayrıca çalışmadaki beşinci bölümde
Türkiye’de dindar-muhafazakâr-sağ-milliyetçi kesimlerin modernleşmenin
jakobenleşmesiyle birlikte nasıl öteki şeklinde konumlandırıldığına dair bir
arka plan bilgisi verilmekte ve dijitalleşmeyle birlikte bunun geldiği aşama üzerinde
durulmaktadır. Dolayısıyla bu bağlamdaki nefret söylemine sahip içeriklerde
hedef özne olarak kültürel bir karşıtlığın bulunduğu da görülmektedir.
Bu tablo, dijital mecraların nefret söylemi üzerinden kutuplaştırıcı bir boyutu
olduğuna işaret etmektedir.